Evlilik kadar evliliği yürütmek ve evliliği sürdürmek de bir o kadar da önemlidir. Bunun için yapılması gereken bazı durumlar mevcuttur. Evlilik iki kişinin üstlendiği bir durumdur. Bu iki kişilik hayatta yapılması gereken şeyler olduğu kadar yapılmaması gereken şeyler de vardır. Sizlere kalıcı bir evlilik için yapılması gereken ve yapılmaması gereken durumları yazacağız. Evliliği bitiren sebepler nelerdir? Şimdi hep birlikte aşağıdaki yazıya bakalım.
Bir evlilikte evliliği bitiren ilk şey yalan söylemektir. Bunun için evliliğin uzun süreli olması adına yalan söylenmemelidir. Evlilik için birbirine karşı sevgi ve saygı içinde olmama durumu karşısında gene aynı şekilde evliliği bitirmektedir. Bunun için evlilikte her zaman eşler birbirine karşı saygılı olmalıdır. Evlilikte aileyi benimsenmeme durumu da evliliği bitiren diğer sebeptir.
Bunun için her iki tarafta birbirinin ailesine karşı anlayışlı olmalıdırlar. Evlilik içinde sorunlar çözülmelidir. Evlilikte sorunlar çözülmese bu evlilik içi bitirici sebep olmaktadır. Ayrıca o gün ev içinde yaşanan her hangi bir sorun dışarı çıkmamalıdır. Bu da evliliği bitiren diğer etmendir.
Ev içinde yaşanan para sıkıntısı da gene aynı şekilde evliliği bitirmektedir. Diğer bir neden ise, evlilikteki her hangi bir kişinin alkol, sigara gibi alışkanlıklara sahip olması bu evliliği bitirmektedir. Evlilik içinde çiftler arasında birbirlerine karşı yaşadıkları cinsel ilişki sorunlarında evliliği bitiren diğer sebeptir. Bütün bu yazdıklarımız evliliği bitirmekle kalmayıp çiftlerin birbirine karşı olan saygılarını da kaybetmelerine neden olmaktadır.
Erkeklerin Sıklıkla Söylediği Yalanlar
Erkeklerin sıklıkla söylediği yalanlar arasında ilk başlarda her ne olur ise olsun bir şeyler saklamayı sevdikleri için ”yok bir şey” cümlesi gelmektedir. bu cümle daha çok bahane üretmeden önce zaman kullanmak için söylenmektedir.
Erkeklerin bu söylediği yalanların başında tabi ki hayatına giren kadınlar arasında en çok sizi sevdiğini söylemesidir. Bu cümle daha çok yapılan bir tartışmanın ardından ortam yumuşatmak içindir. Bir diğer önemli yalan ise hayatına giren kadın sayısıdır. Bu sayı genellikle size söylenmiş olandan azdır. Erkekler genellikle anı kurtarmak için yalan söylerler. Geniş vadeli düşünmezler. Tabi söz konusu durum eğer ki anneleriyle ilgiliyse bu yalanların şiddeti de artmaktadır.
Erkekler eşleriyle anneleri arasında kalmaktan bir hayli rahatsız olurlar ki bu durum belki de hayattaki en zor seçimlerinden birini sunar onlara. Tabi kurtuluş basit, yalan söyleyerek anlarını kurtarabilirler. Annelerinin yanında annelerinin haklı olduğunu savunurlar ve tabi ki sizin yanınızda sizin haklı olduğunuzu söylerler. Ancak herhangi bir yüzleşme anında kimi seçerler orası her erkeğe göre değişir.
Bazıları da vardır ki aldatma konusunda kendilerini çok usta zanneder. Öyle bir durumda bir bayanın on serilerinin ne kadar kuvvetli olduğunu göz ardı ederler. Herhangi bir yakalanma durumunda iş arkadaşım, patronla ilgili bir durum oluştu kendisi konuşmaya çekindi ilk bana danışmak istedim gibi pasif yalanlar üretirler. Oysa ki bu yalanlar anı kurtarmaya bile yetersiz kalır. İşin özü erkekler her ne kadar yalan söyleseler bu konuda oldukça yetersizlerdir.
Erkekleri Sinir Eden Kadın Huyları
Erkekleri sinir eden kadın huylarının başında şüphesiz ki çok konuşmaları gelir. Halbu ki anlaşılmayan ve ilgi bekleyen kadınlar çok konuşurlar. Bunu çözümleyebilen her erkek son derece mutludur. Peki erkekleri sinir eden kadın huyları nelerdir ? Gelin birlikte inceleyelim.
Özellikle bazı kadınlar vardır ki en ufak bir tartışmayı bile uzatarak ve konuyu saptırmak çok farklı noktalara getirir. Tabi birde çok eskiden erkeklerin yaptıkları hataları tekrar tekrar gündeme getirmeleri var. Bazı şeyleri geçmişte bırakmıyorlar.
En ufak bir tartışma sonrasında konuyu değiştirerek ve büyüterek tekrar eski tartışma konularını gündeme getirirler. Bu noktada erkeklerin en sinir olduğu durum ise haklı olsunlar ya da olmasınlar her zaman haklılarmış gibi davranmalarıdır. Haksız olduklarını öyle kolay kolay kabul etmezler ki etseler bile ne yapıp ne edip erkeklerinde aynı noktada haksız bir taraflarını bulup çıkarırlar ve onların daha haksız olduğunu savunurlar.
Kadınların erkekleri sinir eden bir diğer özellikleri ise makyaj ve elbise takıntılarıdır. Özellikle bir davete ya da toplantıya giderken kendilerinden fikir alınmasından nefret ederler. Çünkü ne derlerse desinler desinler yine kendi bildiklerini yaparlar Üstüne üstlük birde yok bu olmadı, bana yakıştıra yakıştıra bunu mu yakıştırdın gibi tuhaf bir yaklaşımda bulunarak erkekleri sinir ederler.
Bir de regl dönemleri vardır tabi ki kadınların. Bu dönemde gerçekten çekilmez bir hale gelebiliyorlar. Aşırı duygusallık, yoktan yere tartışma sebepleri yaratma gibi kötü sonuçlar doğurur bu regl dönemi ki normalde bu gibi durumlara katlanmaya erkekler böyle zamanlarda daha çok sinirlenirler. Genel olarak kadınların erkekleri en çok sinir eden yönleri olaylar karşısında verdikleri aşırı tepkiler ve çok konuşkan olmalarıdır.
Erkekler Neden Evlenmek İstemez ?
Erkeklerin evlenmek istememesinin birden fazla nedeni vardır. Her ne kadar cesur görünse de bazı erkekler aslında evlilikten korkarlar. Kadınların asla anlamadığı konuların başında da bu gelir. Erkekler neden evlenmek istemez ?
Evlendiklerinde artık eğlenememekten korkarlar. Tek bir kadına hayatları boyunca bağlı kalmak fikrinden korkarlar. Özgürlüklerinin kısıtlanacak olma ihtimalinden korkarlar. Arkadaşlarıyla eskisi gibi kafa dağıtamamaktan korkarlar. Hatta kimisi baba olmaktan korkar. En başında sorumluluk almaktan korkarlar. Evliliğin beraberinde gelen sorumluluklar erkeklerin gözünde fazlasıyla büyüyebilir.
Ciddi bir mesele olan evlilikte yeterince mutlu olamamaktan korkarlar. Artık bir evin yükünü alacaklarından bu yük onları korkutur. Erkeklerin evlenmek istememelerinin başka bir nedeni de mutlu bir aileden gelmemeleri olabilir.
Anne ve babayı rol model alan erkekler onların mutsuz evlilikleri sonucunda evliliğe sıcak bakmayabilirler. Kendi evliliklerinin de başarısız olacaklarını düşünebilirler. Dağılmış bir aileden gelen çocuklar evliliğe karşı ön yargıya sahip olabilirler. Bazı erkekler de mutlu olamamaktan çok mutlu edememekten korkarlar.
Hayatında olan kadını üzmek istemez, onun hayallerindeki hayatı ona vermemek erkekleri evlilikten uzaklaştıran bir düşüncedir. Bu düşünceler neticesinde aslında evlenmeyi kadınlar kadar isteyen erkeklerin evlilik düşüncesinden uzak kalmalarına neden olur.
Zamanla tüm bu korkularından arınan erkekler de evliliğe git gide sıcak bakmaya başlayacaktır. Hatta baba olmanın sorumluluğunu kendilerinde bulduklarında bile evliliği bir neden olarak görebilirler. Erkekler için de en doğru evlilik vakti bu zamandır. Kendilerini hazır hissettiklerinde evlilik yoluna girmeleri, zorlamalarla yapacakları bir evlilikten çok daha doğru olacaktır.
Erkekler Neden Aldatır ?
Aldatmanın hiç bir zaman haklı bir yanı yoktur. Bunu bir köşeye not ederek sebepleri sıralayabiliriz. Aldatma olayı her iki taraf içinde oldukça üzücü ve yıpratıcı bir durumdur. Aldatılan insan her ne kadar üzülse de aldatandan mutlaka bu ah çıkar, bu sebepten olacakları düşünerek adım atmalısınız. Erkekler neden aldatır sorusuna baktığımızda ise bunun bir çok nedeni vardır.
Bunlardan ilki muhakkak ki karşı tarafın ilgisizliğidir. Bayanın erkeğe ilgisizliği, onunla vakit geçirmemesi bunun yanı sıra uzak davranması erkek için her ne kadar haklı olmasa da aldatmak için bir bahane oluşturur. Ancak unutmamak gerekir ki seven insan aldatmaz. Kimse bile bile bir yanlışa bu kadar rahat biçimde adım atmaz. Peki erkekler neden aldatır ? Gelin bu konuyu hep birlikte inceleyelim.
Bu konudan sonra diğer bir nokta ise erkekler mutlu olmadıkları bir ilişki içinde ise aldatır. Eve geldiğinde ya da buluşmaya geldiğinde huzursuzluğun baş gösterdiği ve sürekli tartışmaların olduğu bir ilişki içinde olmak onlar sıkar. Erkek psikolojisi genelde zora gelemez. Bu sebepten mutsuz bir ilişkiden aldatarak kaçma yolu ararlar. Söylediğimiz gibi erkeklerin zora gelememesi baskılardan da çok çabuk bunaldıkları ile belli olmaktadır.
Erkekleri avuç içinde tutmak ve çok fazla kıskanmak onlarda ters tepkilere sebebiyet verebilir. Bunalan erkek başka bir ilişki de huzuru bulduğunu hissederek aldatmaya yönelebilir. Bunun için avucunuzu açık bırakmalı ve hastalık derecesinde kıskanmaktan uzak durmalısınız. Tüm bunları doğru yaptığınızı düşünüyor iseniz ve buna rağmen aldatıldı iseniz suçu kendinizde aramaktan vazgeçmeli karşı tarafın karakterini irdelemelisiniz.
Boşanmayı Önlemenin Yolları
Boşanma durumu sadece bir evliliği yıkmakla kalmaz ayrıca çiftler için arasında kalan çocukları da etkilemektedir. Bunun için evlilikte boşanma durumundan elimizden geldiği kadar uzak durulmalıdır.
Bu durumu gerçekleştirmek için ise ilk başta boşanmanın nedenleri nelermiş hep birlikte bakalım. İlk başta şunu belirtmek isterim ki evlilikte yapılmaması gereken bazı eylemler vardır. Bu eylemler yapıldığı zaman evlilik durumu olumsuzlukla sonuçlanmaktadır.
Boşanma Sebepleri Nelerdir ?
Evlilikte yalan söyleme, birbirine karşı güven duygusunun olmaması, diğer evliliklerle karşılaştırma yapma, aile içinde yaşanan durumların aile dışına çıkması gibi eylemler evliliğin sonunu getirmektedir. Peki, boşanmayı önlemenin yolları nelerdir ? Eşinizi kararından döndürmek için neler yapmalıyız bir bakalım.
Evliliğini kurtarmak isteyenler için ilk tavsiyemiz, düğünden kalan evlilik fotoğraflarını kullanmak olacaktır. Evliliğin eski mutlu anlarını hatırlatmak çok önemli olacaktır. Evlilikte erkekler çok fevri davranırlar. Bunun için kadınlara çok görev düşmektedir. Erkeklere karşı daha hassas olmaları evlilikleri boşanma yolundan döndürme adına iyi bir davranış olacaktır.
Evliliği boşanmadan kurtarmak için yapılması gereken diğer şey ise bir evlilik uzmanına danışmak olacaktır. Her iki taraf böylece daha bilinçli karar vereceklerdir. Evliliğin kurtulması için ayrıca eski günleri hatırlatmak, mutlu günleri yaratmak, eşinizin hoşlandığı davranışlarda bulunmak iyi bir gece geçirmek iyi fikir olacaktır.
Evlilik için kötü hatıraları yok etmek iyi bir davranış olduğu gibi sizi eşinize karşı daha da iyi gösterecektir.
Son olarak evlilik için güven duygusu yeniden inşa etmek de evliliği kurtaracaktır.
Bağlanma Korkusu Olan Erkeğe Nasıl Davranmalı ?
Başlıktan da anlaşılacağı üzere bağlanma korkusu olan erkeğe diğerlerine nazaran daha dikkatli davranmalısınız. Genel erkek profillerine baktığımızda belki de en zor olan erkek profili ile karşı karşıyasınız demektir. Bir ilişkiden kaçarken, bağlanmak onları tedirgin eder ve bu tedirginlik güzel geçecek günleri ne yazık ki ziyan eder.
İlişkinin tüm yükünün omuzlarınızda olduğunu hissedebilir ve bir kadın olarak bu yük biraz ağır gelebilir. Ancak gerçekten hayatınızda kalmasını istediğiniz bir insan ise bu erkek, bunun için savaşmalısınız. Hem de korkakça değil, karşı tarafın tüm korkularına son verebileceği kadınca bir cesaret ile savaşmalısınız.
Bağlanma korkusu olan erkeğe nasıl davranmalı ? Bu konuda her kadın biraz bilinçsizdir aslında. İlk olarak yapmamanız gereken hareket sürekli evlilik ve ilişki muhabbetlerinden uzak durmanızdır. Sürekli evlilik muhabbeti bağlanma korkusu olan erkeği bir üst seviyeye çıkarır ve sizden kaçmasına sebep olur.
Ona fark ettirmeden evliliklerin güzel olduğu mesajını vermelisiniz. Evli ve mutlu olan arkadaşlarınızın ortamına sokarak evlilikten korkmaması gerektiğini ona hissettirmelisiniz. Bunun yanında evlilik olmayacaksa giderim tavırlarından uzak durmalı, ne olursa olsun sonsuza kadar yanında olacağını hissettirmelisiniz.
Bu şekilde size daha rahat davranacak ve daha fazla bağlanacaktır. Onunla birlikte güzel anılar biriktirmeli ve yapmaya hoşlandığı şeylerde onun yanında olmasınız, hiç bir erkek birlikte güzel vakit geçirdiği kadını kaybetmek istemez. Bu gibi küçük ayrıntılara dikkat ederek bağlanma korkusu olan erkeği kendinize rahatlıkla bağlayabilirsiniz.
Ayrılıkla Nasıl Başa Çıkılır ?
Bitmeyeceğine inandığınız ve bu yönde gelecek planı yaptığınız insan ile olmadık sebeplerden dolayı yollarınız ayrıldı ise ve bu durum ile başa çıkmakta zorlanıyor iseniz bir kaç tavsiye ile bu durumla başa çıkabilirsiniz. İlk olarak bir anda bu durumdan kurtulacağınızı düşünmeyi bırakmalısınız. Bir anda üzeri kapatılan üzüntüler ileri de daha büyük depresyonlara sebep olabilir.
Bunun için acınızı yaşayarak kademe kademe evreler halinde bu durum ile başa çıkabilirsiniz. İlk aşama ilişkinin bittiğini kabullenme aşamasıdır. Artık hayatınızda o kişinin olmadığını ve gittiğini kabullenmelisiniz. Bu aşama oldukça önemlidir. Artık olmadığını kabullenmek yeni bir hayatın başladığını da kabullenmek demektir. Sonra ki evre ise dinlenme evresidir. Ayrılıkla nasıl başa çıkılır diye merak ediyorsanız makalemizin devamını okumalısınız.
Uzun ve fırtınalı bir ilişki sizi yıpratmış olabilir, bunun için biraz dinlenmeli ve kendi iç dünyanıza açılmalı ve geçmişin izlerini silmelisiniz. İlk olarak bir hobi edinilmeli, kitap okunmalı, bir diziye başlanılmalı, bir tatil yapılmalı ve telefonlardan, internetten uzak bir hafta geçirilmelidir. Bu aşamadan sonra sosyalleşme evresi başlar.
Arkadaşlarınız ile vakit geçirmeli, yeni yerler keşfetmeli ve yeni insanlar tanımalısınız. Unutmayın her insan bir dünyadır ve keşfedilmelidir.
Bunlar ile kafanızı meşgul ettiğinizde aşk acınız aklınıza gelmeyecektir. Eskiyi hatırlatacak şeyler bu süreçte bir bir silinmeye başlar ve sizin için yepyeni bir hayat sunulur. Son aşama ise unutma aşamasıdır. Bu aşama kendiliğinden gelecektir. Eğer bu aşamaya geldi iseniz artık özgürsünüz ve aşk acınızı atlattınız demektir.
Ayrılığın Üstesinden Nasıl Gelinir ?
Kısa süreli ya da uzun süreli bir ilişki olsun fark etmez, her ilişki bitiminde mutlaka acıyı da beraberinde getirir. Ancak bu ayrılığın üstesinden gelmek tamamen sizin elinizde. Unutmayın, sizin ruh dünyanız, sizin hissettikleriniz her şeyi belirler. Bu noktada her şey sizde bitiyor. İlk olarak ilişkinizin bittiğini kabullenerek ayrılığın üstesinden gelmeye başlamalısınız.
Bu durumu kabullenmeli ve psikolojinizi bu duruma hazırlamalısınız. Geçmişte ki anılar, birlikte gidilen yollar, birlikte izlenen filmler, beraber gezdiğiniz sokaklar sizi eski anılara götürerek üzecektir. Ancak bu anılardan kaçmak sizi daha kötü bir hale sokar ve kabullenme aşamasını atlatmakta zorlanırsınız.
Bunun yerine tüm bu anılar üzerine giderek daha çabuk atlatabilirsiniz. Ayrılığın üstesinden nasıl gelinir diye kara kara düşünmenize gerek yok. Çünkü birkaç kararlı adım atarak bu işi kolayca halledebilirsiniz.
Kabullenme aşamasından sonra ki aşama alışma aşamasıdır. Ayrılığa alışma aşaması ilk aşamaya göre daha kolaydır. Yokluğuna alışırsınız ve bu şekilde hareket edersiniz. Bu süreçte bir tatil ve bir hobi edinmek size çok faydalı olacaktır. Alışma aşamasında edindiğiniz hobiler kafanızı dağıtacak ve kötü düşüncelerden uzaklaştıracaktır.
Bu aşamadan sonra ki aşama sosyalleşme aşamasıdır. Kendiniz ile kaldığınız vakitte toparlanıp arkadaşlarınız ile sosyalleşe bilirsiniz. Yeni insanlar tanıyarak yeni dünyalara adım atabilir ve geçmişin izlerini yeni anılar ile doldurabilirsiniz. Bu aşamayı atlattıktan sonra ki son aşama unutma aşamasıdır.
Artık ayrılık düşüncesi canınızı yakmaz, ayrıldığınız sevgilinizi, eşinizi daha az hatırlar duruma gelirsiniz. Son aşamayı da atlattıktan sonra artık yepyeni bir hayat başlayabilir.
Ayrılığa Sebep Olan Kavga Sebepleri
Eğer kırıcı bir tartışmadan sonra ilişkiyi kurtarmak için çaba harcanmıyorsa, bu birbirinize verdiğiniz değerin bittiğini düşünmenize sebep olabilir ve dolayısıyla ayrılığa iten büyük bir kavga sorunu haline gelebilir.
Veya çaba harcanmasına rağmen hala bu çabalar karşılıksız kalıyorsa bu da ayrılık için büyük bir sorundur.
Birlikte daha az vakit geçiriliyorsa, gidilen yerlerden çabuk kalkılıyorsa ve yapılan ortak şeylerden bıkılıyorsa bu da ilişkiyi kavgaya götüren ana sebeplerden biridir. Ayrılığa sebep olan kavga sebepleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için makalemizi okumaya devam etmelisiniz.
Daha önceki tartışmalarınızdan keyif alan partneriniz, eğer şimdiki tartışmalarda o konuyu kapatmaya çalışıp, geçiştirip, sürekli ‘’Haklısın’’ diyorsa bu da bunun belirtilerinden biridir. Birden bire ‘’Ayrılırsak ne olur, nasıl olur?’’ ‘’Acaba hayatında başkası olsa ben nasıl hissederim veya sen nasıl hissedersin?’’ gibi cümleler kullanılmaya başlandıysa bu karşı tarafı çok kötü bir şekilde rahatsız edecektir.
Yalanlar arttıysa, ilgisizlik başladıysa, partner daha az aranıp soruluyorsa sizi büyük kavgalar bekliyor demektir.
Bugüne kadar bilmediğiniz bir başka hayatının olduğu ortaya çıkmışsa ve bunu söylemekten kaçınmıyor, gocunmuyorsa ayrılmak için yer alıyor demektir. Özel günler unutuluyorsa, kurulan aşk cümleleri artık kurulmuyorsa kavgalar başını alıp gidecek demektir.
Eğer tüm bu sorunlar konuşulmasına rağmen çözülmüyorsa o zaman ilişkinizin ruhuna fatiha. Daha fazla üsteleyip kendinizi üzeceğinize bu mutsuz ilişkiyi bitirmeye bakın. Hayat kısa, anı yaşayın. Her an mutlu olacak şeylerle uğraşın, sizi üzenlerle değil.
Aşkta Dikkat Etmeniz Gerekenler
Aşk konusunda her iki durumda çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü her iki tarafın yaptığı bir yanlış ilişkinizin bitmesine neden olacaktır. Bunun için yapmanız gereken ilişkiniz için dikkat etmeniz gereken durumlar vardır. Eğer aşkınıza sahip çıkmazsanız hayatınız çekilmez bir hal alabilir. Mutlu olayım ve yaşantımı biriyle paylaşayım derken bir kaosa sürükleyebilirsiniz ilişkinizi. Peki aşkta dikkat etmeniz gerekenler nelerdir ? Şimdi bu konuyu dikkatlice ele alalım.
İlişki konusunda hem kadın hem de erkek ne kadar önemli ve değerli olduklarını bilmelidir. Çünkü bu durum onların ilişkilerinin de çok önemli olduğunu göstermektedir. İlişkinizde hiçbir zaman karşılaştırma durumu yapmayın. Karşılaştırma yapma durumu hem sizi hem de ilişkinizi yıpratır. Bunun için ilişkinizde karşı taraf ve sizin için dış etmenleri düşünmeyin. Dış etmenler ilişkiniz için zarar vericidir.
Kıyaslanmak kimsenin hoşuna gitmez çünkü herkesin yapısı farklıdır ve özel olamak ister. Yalan söyleme konusunda da çok dikkatli olmalısınız. Yalan söylememelisiniz. İlişkiniz için yalan söylemekten uzak durursanız karşı tarafı kırmaktan da uzak durmuş olursunuz.
Güven duygusu bir ilişkinin olmazsa olmazıdır. Eğer bir ilişkide güven duygusu yoksa ilişkinizin yürümesi de bir o kadar zor duruma düşecektir. Eğer ilişkinizin uzun süreli olmasını istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey önce güven vermek, sonra da karşı tarafa güven duymak olacaktır.
İlişkiler de dikkat etmeniz gereken diğer durum ise özür dileyebilmektir. Eğer siz bir kavgadan çıkmışsanız özür dilemenin bir erdem olduğunu unutmayın ve ilk adımı siz atın. Şimdiki ilişkiniz ile eski ilişkinizi de karşılaştırma durumuna dikkat etmelisiniz. Eğer ilişkinizi karşılaştırma seviyesine girecekseniz bu durum sizin için kötü olacaktır.
İlişkide aile de çok önemlidir. Ailelere karşı da saygı olmak çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur. İlişkiniz için her zaman fedakârlık yapmalısınız. Ama bunu karşı tarafın gözüne sokmaya yada başına kakmaya sakın çalışmayın.
Aşkınızı Canlandıracak Öneriler
İnsanlar arasında yaşanan aşk bir süre sonra sıradan bir hal almaktadır. Bu durum her iki taraftan kaynaklanmaktadır. Peki, aşkına canlılık getirmek isteyenler için neler yapılmalı hep birlikte bakalım.
Aşk tazelemek çok önemlidir.
Çünkü bir süre sonra her iki tarafta sıkılma aşamasına geldiğinden bu durumda ilişki bitme aşamasına gelmektedir. Bunun için sizler aşağıda yazıldığı gibi bazı araştırmalar yaptık.
Aşkınızı tazelemek isteyenler için ilk yapılması gereken özlem duygusunu pekiştirmektir. Özlem duygunu her şekilde gerçekleştirebilir.
Aşkınızı canlandıracak öneriler;
Birinci durum sizi özlemesine olanak sağlayın. Yanı sık sık telefon etmeyiniz. Yanı günde bir kere birbirinizle konuşunuz. Zamanınızı başka insanlarla geçirmeye çalışın. Hem sizin için hem de sevgiliniz için bu durum daha iyi sonuç doğuracaktır. Aşk tazelemek çok basittir. Bu durumu ise, eski anıları canlandırmak iyi fikir olacaktır.
Yanı sizin için bir gece düzenleyiniz. Her yerde düzenlenen mumlar ve bir yemek masası çok iyi fikir olacaktır.
Birlikte sık sık zaman geçirmekte gene aynı şekilde aşkı canlandırmak adına iyi fikir olacaktır. Beraber sinemaya gidiniz, bir yerlerde akşam yemeği yiyiniz. Beraber parkta el ele dolaşınız ve böylece aşkınızı canlı tutmak daha iyi olacaktır. Evli olan ilişkilerde sex hayatı çok önemlidir. Bu da ilişkiyi canlı tutmak adına çok iyi fikir olacaktır.
Böylece hem ilişkiniz hem de sex hayatınız daha iyi olacaktır. Böylece ilişkiniz daha canlı ve daha iyi olacaktır.
Aşk Acısından Kurtulmanın Etkili Yolları
Herkes mutlaka aşk acısı ile karşı karşıya geçmiştir. Tarifi çok zor olan aşk acısı dinmesi de bir o kadar zordur. Bunun için yapmadığımız yol yemediğimiz çikolata kalmamıştır. Ama sadece bunlar fayda vermemektedir. Bunun için sizlere aşk acısından kurtulmak için yapılması gerekenleri aşağıya sıraladık.
Şimdi hep birlikte bakalım.
Aşk acısı karşıdaki kişiye göre değişir. Süresi de gene aynı şekilde karşı tarafa verdiğimiz değer kadar değişir.
Aşk acısından kurtulmanın etkili yolları ise;
Şunu asla unutmayınız. Aşk acısı mutlaka geçer. Tek yapmanız gereken aşk acısının biteceğini kabul etmek olsun.
Aşk acısından kurtulmanın diğer yolu ise sosyalleşmektir. Çevreniz bu zamanda çok işe yarayacaktır. Çünkü sizler her şeyi hem ailenizle hem de arkadaşlarınız sayesinde atlatacaksınız. Bu durumda yapmanız gereken onlarla zaman geçirmek olacaktır.
Birlikte dışarı çıkınız, beraber zaman geçiriniz bu durum sizin aşk acısını atlatmanıza çok yardımcı olacaktır. Aşk acısını atlatmanın diğer bir yolu sosyal bir hobi kazanın. Hobi edinmek sizin bu süreci atlatmanıza yardımcı olacaktır. Sosyal hobileriniz arasında resim yapmak, gitar çalmak gibi aktiviteler sizi daha iyi dinlendirecektir. Eski sevgilinizden kalan her hatırayı atınız. Geçmişi siliniz.
Geçmiş sizin peşinizde olduğu sürece bu acılı süreci atlatmanız zor olacaktır. İkinizin de ortak arkadaşlarından uzak durunuz. Onu size hatırlatacak olan kişilerin yanında bulunmayınız. Yukarıdaki bütün bu yazdıklarımız aşk acısı çekenler için atlatması kolay olacaktır. Tek yapmanız gereken bu acılı sürece biraz daha katlanmanızdır.
Aşık Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız ?
‘’Seni çok seviyorum, seni çok özlüyorum, sensiz yapamıyorum, ne olur bir gün bırakma beni’’ gibi cümleleri sık sık kullanıyor iseniz evet o kelebekler çoktan uçuşmuş hatta gönlünüze taht kurmuş, aşık olmuşsunuz demektir.
Eğer sürekli görüşmek buluşmak istiyor ve her anınızı onunla geçirmek istiyorsanız onu deli gibi özlüyorsunuz, onsuz bir an bile durmak istemiyorsunuz ve dolayısıyla tutkulu bir aşıksınız demektir.
Eğer hiç olmadığınız kadar romantik şeyler düşünüyorsanız, onu mutlu etmek için elinizden geleni yapıyorsanız, onun için çabalıyor ve bu da ona deli gibi aşıksınız demektir.
Mumlar, kalpler, çikolatalar, hediyeler ve daha neler neler. Geleceğe dair sürekli hayaller kurup, ‘’Aşkım, çocuklarımızın adını ne koyalım?’’ gibi diyaloglar kuruyorsanız bu da aşık olduğunuzun bir belirtisidir. Peki siz bunu hiç düşündünüz mü? Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız ?
Eğer eski sevgililerinize dair aklınızda hiçbir şey kalmadıysa ve onları gördüğünüzde hiçbir duygu hissetmiyor hatta gülüp geçiyorsanız o zaman onları unutmuş ve şimdiki beraber olduğunuz kişiye aşıksınız demektir.
Televizyon seyrederken insanların başına gelen kötü olaylara üzülerek aklınıza onun nasıl olduğu geliyorsa, düşündüğünüzde onu kendi canınız gibi hatta daha bile fazla düşünüyorsanız, ona çok değer veriyorsunuz demektir.
Eğer onun için kendinizden vazgeçiyorsanız, onu kendinizden bile çok seviyor ve fedakarlık yapıyorsanız ona çok değer veriyorsunuz demektir. Toplu ortamlarda veya günlük hayatta diğer bir cinsle iletişiminden veya ufak bir gülümsemesinden bile kıskanıyor ve onu paylaşamıyorsanız ona yanıksınız demektir.
Aşk Acısı Ne Zaman Geçer ?
Tutkulu ve yoğun duygular ile başladığınız ilişkiniz bitti ve acı çekiyor iseniz bu yazıda ayrılıkla nasıl baş edeceğinizi ve aşk acınızın ne zaman geçeceğini öğrenebilirsiniz. İlişkinin bitiminde aşk acısı çekmeniz çok normal. Bu acıyı bir anda üzerinizden atamamak ve kolayca geçmemesi de olağan bir durumdur. İlk olarak tüm bu acıların geçeceğini ve güzel günlerin sizi beklediğini unutmayınız.
Bu şekilde hareket etmeniz sizi ve ruh halinizi rahatlatacaktır. Ancak bu acının hemen bir kaç gün içinde geçmesini beklemek oldukça yanlıştır. Aşk acınız karşı tarafa ne kadar aşık olduğunuz ile ilgilidir. Bu süreç kimi ilişkilerde uzarken kimi ilişkilerde daha kısa bir süreçtir. Eğer sürekli geçmişe takılı hareket eder iseniz aşk acınızın geçmesini beklememelisiniz. Bu şekilde sürekli geçmişte yaşarsınız ve gününüzü mahvedersiniz. Peki aşk acısı ne zaman geçer ?
İlk olarak yapmanız gereken şey yeni bir hayata adım attığınızın farkına varmak ve bu şekilde hareket etmektir. Kendinize yeni uğraşlar bulup bir süre kafanızı dinlemelisiniz ve yeni birileriyle avunma gibi hareketlerde bulunmak iç dünyanızı daha çok karıştıracağı için bir süre kapılarınızı yeni aşklara kapatmalı ve kafanızı dinlemelisiniz. Aşk acınız bu şekilde daha kısa bir zaman diliminde son bulacaktır.
Yeni uğraşlar yeni hobiler edinerek kafanızı başka şeyler ile meşgul edebilir ve geçmiş anılarınızdan kurtularak psikolojik olarak rahatlayabilirsiniz. Unutmayın ki sizin mutluluğunuz her şeyden önemli.
Acaba Benden Hoşlanıyor Mu ?
Acaba benden hoşlanıyor mu, bu soru genelde ilk zamanlarda her bireyin kendine ve çevresine sorduğu, sürekli irdelediği bir durumdur. Sizden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak için bir kaç küçük numara ile bu durumu çözebilir ve sorunuzun cevabını bulabilirsiniz.
Sakın ama sakın ilişki başlamadan, başlama aşamasında bu soruyu karşı tarafa direk olarak yöneltmeyin. Bu şekilde sorulan sorular karşı tarafı tedirgin ederek sizden soğumasına sebep olabilirken, ilişki başlamadan bitişin habercisi de olur.
Böyle bir sorunla karşı karşıya kaldı iseniz ve artık bu durum uykularınızı kaçırıyor ise hiç beklemeden işe koyulmalısınız. Acaba benden hoşlanıyor mu ? Bana karşı ilgisi var mı diye düşünüp durmak yerine birkaç basit yöntemle bunu öğrenebilirsiniz. İlk olarak mesajlar yardımı ile bunu anlamak mümkün. Attığı mesajlar, konuşma tarzı size değer verdiği yönünde ise sorunuzun cevabı evettir.
Ancak mesajlardan anlayamadıysanız diğer bir aşama olan yardım aşamasına geçmelisiniz. Öncelikle karşı tarafın evden çıkabileceği bir saatte, gelebileceği bir mekana oturun ve karşı tarafa bir mesaj yazın. Moralinizin bozuk olduğu yönünde ufak bir beyaz yalan ile onu yanınıza çağırın. Eğer istekli biçimde geliyor ve ikinci defa gel demenize gerek kalmadan yanınızda oluyor ise sizden hoşlanma aşamasının bir üst aşaması olan aşk bölümüne bile geçmiş olabilir.
Ancak bahaneler üreterek, gerçekten gelebilecekken gelmiyor ve yanınızda bulunmuyor ise ne yazık ki sorunuzun cevabı hayır, sizden hoşlanmıyor. Bu kadar basit yöntemler ile karşı tarafın duygularını öğrenebilirsiniz. Gerçekten merak ediyor iseniz işe koyulmanın vakti gelmiş demektir.